Medeniyetlere beşiklik yapmış, tarihi 12.000 yıl öncesine dayanan, peygamberler şehri, dünyanın ilk Üniversitesine sahip tek şehir Şanlıurfa'dır. Böylesine özellik arz eden bu mübarek şehirde sağlık ve tıpta da tarih boyu önemli gelişmeler olmuştur.
Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarına bakarak göçebe ve avcı insan topluluklarının beslenmeleri ile ilgili bilgiler edinilebilse de bu insanların sağlıkları ile ilgili bilgiler henüz açıklığa kavuşmadığından yorumdan öteye gidememiştir.
Bu araştırmamızda, yorumdan ziyade kayıt ve belgeye dayalı kaynaklar esas alınmıştır.
Harran Tıp Okulu
“Urfa Tıp Tarihi” ile ilgili bilgilerimiz Harran Emevileri döneminde (MS.744- 750) Ömer b. Abdülaziz'in Harran'da tıp okulunu açmasıyla başlar.
Harran tıp okulunda yetişmiş başlıca âlimler şunlardır:
Yunus et tabib el-Harrani (369 / 975) : Harran'da uzun süre tabiplik yaptıktan sonra Endülüs'e hicret etti. (Keşfettiği el-Mugisu'l kebir adlı ağrı kesici bir şurubun bir içimliği 50 dinara satılmıştır).
Sabit b.Kurra (836-974): Sadece tıp alanında değil matematik, fizik, astronomi, felsefe konularında otorite olmuştur. 180 kadar eserinin 50 tanesi tıpla ilgili olup dâhiliye, cildiye ve cerrahi konularda kitapları vardır. Kızamık ve kızıl hastalığını tespit eden ilk hekimdir. Kitap El-Künnaş, Kitap er Ravza fi-tıp, Kitap en nabız, Kitap fi Tedbiris-sıhha adlı eserleri vardır. Sabii dinine mensuptur.
Ebu İshak İbrahim b.Zehrun (d. ?- ö. 12 Kasım 966, Gazne):Zahrun ailesinden olup Bağdat Hastanesine gitmiştir.
Sinan b.Sabit b. Kurra (ö.943): Önceleri Sabii dinine mensup iken, Horasan'a gitmiş ve Müslüman olmuş. Bağdat Hastanesine baştabip olmuş ve ilk sahra hastanelerinin açılmalarını sağlamıştır. 10 kadar yazılı eseri vardır
Ebu İshak İbrahim b.Sinan B.Salih (908-946): Salih b. Kurra'nın torunudur. Tıbbın mirasçısı olarak bilinir. 42 yaşında vefat etmiştir.
Ahmed ve Ömer b.Yunus el- Harrani (962 sonrası): İki kardeş olup Yunus el Harrani'nin oğullarıdır. Önce Bağdat, bilahare Endülüs'e gitmişler ve saray doktoru olmuşlardır.
Ahmet b.vasif (975): Daha çok göz hastalıkları üzerine uzmanlaşmış, önce Bağdat'a sonra Endülüs'e gitmiştir.
Sabit b. Sinan b.Sabit (973): Sabit b. İbrahim b. Zehrün el- Harrani (896-980): Rakka'da doğdu, Harran'da tahsil gördü. Bağdat'a gitti. İki yazılı eseri vardır.
Ebu İshak İbrahim b. Hilal (925- 994): Zehrün ailesindendir. Sabit B. Kurra'nın öğrencisidir.
İbnülNeccar (639-1241): Es-Şafi Fi't-Tıbb adlı eseri vardır. Abbasiler devrinde, Melikşah ve Alpaslan döneminde, bir ara Urfa'ya hâkim olan Haçlı Kontluğu döneminde tıpla ilgili önemli bilgi ve belgeye rastlanamamıştır. Urfa 1182 de Eyyubilerin eline geçer. 1200'lü yıllarda Hasnun ve İshak ibn Ali meşhur tabiplerdendir. 1243 yılında Moğol istilasıyla şehir harabeye döner. Daha sonra Timur dönemi, Akkoyunlu dönemi, Safeviler dönemi, 1514 de kadar devam eder ve 1517 de Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı hâkimiyetine geçer. Diyarbekir eyaletine bağlı sancak olur. Osmanlı döneminde şifahane veya maristan kayıtlarına rastlanmamakla birlikte, zaman zaman padişah fermanıyla Ruha'ya tabip atandığına dair belgeler vardır.
Millet Hastanesi (Devlet Hastanesi)
1903 yılında Sultan Abdülhamid'in emriyle, bugünkü şehitlik semtinin güney-batısına kesme taşlardan iki katlı olarak inşa edilmiştir. Urfa mutasarrıfı Ethem Paşa'nın kontrolünde ve Urfa Mekteb-i İdadi Müdürü İhsan Şerif Bey'in gece gündüz çalışarak 11 ay gibi kısa bir zamanda bitirilen bu hastaneye Radilis Efendi isminde genç bir Rum operatör atanmış ve Urfa'da kayıtlı ilk “fıtık ameliyatı” bu operatör tarafından yapılmıştır. Hamidiye Hastanesi, Gureba Hastanesi, Millet Hastanesi ve Devlet Hastanesi isimleriyle hizmet veren bu bina, halen “Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi” olarak kullanılmaktadır.
Urfa'da Misyoner Hastaneleri
1830'lu yıllarda ''kapüsen'' rahipleri ve 1883'te “Fransiskenler'' Urfa'daki Hıristiyanların Müslümanlaşmasına mani olmak için kilise inşa etmişler ve Hıristiyan kadınlara yönelik biçki-dikiş kursları açarak sempati toplamaya çalışmışlardır. 1891 de Amerikalı kadın misyoner ''Corinna Shattuck'' bir yetimhane açmış (bugünkü İl Sağlık Müdürlüğü binası) buraya ''Holmes'' adlı bir Amerikalı bayan müdür tayin edilmiştir. Alman misyonerlerde boş durmayarak ''Deutsche Orientmission'' örgütü ile günümüzde Millet Hanı olarak anılan hanı Hıristiyan çocuklarının barındığı yetimhaneye dönüştürmüşlerdir. İsviçreli ''Dr. Johannes Lepsius'' misyonerlik faaliyetine sempati kazandırmak için İsviçre'nin ilk bayan hekimlerinden ''Dr. Josephine Zürcher''i 1895'te Urfa'ya göndermiş, 22 Temmuz 1897 de Bıçakçı Mahallesi'nde Alman ve Amerikalıların yardımıyla eski bir Urfa evi hastaneye dönüştürülmüştür. Bu hastanede, Antep Amerikan hastanesinde görevli Abraham Attariyan'ın asistanlığıyla hasta kabulüne başlamış, 6 aylık bir sürede 3’te 4’ü Hıristiyan olan 11.970 hastaya bakılmış ve 142 ameliyat yapılmıştır. Dr. Josephine Züncher hastalanarak 1897 Aralık ayında işi bırakmıştır. Daha sonra psikiyatrist olan Dr. Hermann Christ 1898'de Urfa'ya gelmiş, daha büyük bir hastaneyi kurmak için çalışmış ve 1901 de bunu başarmıştır. 1904 yılında eşi rahatsızlanan Dr. Christ görevinden ayrılmış, yerine yine İsviçre'nin Basel şehrinden Dr. Andreans Visher atanmıştır. Dr. Visher 1910 yılına kadar misyoner hastanesinde görevine devam etmiş, 1903 yılında Sultan Abdülhamid tarafından yaptırılmış olan Hamidiye Hastanesi'ne Baş Cerrah olarak görev yapmıştır. 1914 yılında iznini geçirmek için Basel'e giden Visher askere alınır. 1915 yılındaki Ermeni isyanı sonucu kapatılan hastane 1918 yılında ''İsviçre Hastanesi'' ismiyle açılır. (Mahmut Nedim Kürkçüoğlu Konağı'nın kuzeyinde yer alan ve 1960'lı yıllarda “Yetiştirme Yurdu” olarak kullanılan bu bina uzun yıllar boş kaldığından harap bir duruma gelmiş, 2001 yılında Vali Muzaffer Dilek döneminde ŞURKAV tarafından restore ettirilerek kültürümüze kazandırılmıştır).
Askerliğini bitiren Dr. Visher tekrar Urfa'ya döner. Önce İngiliz işgali, 8 ay sonra Fransız işgalinde hastane olarak faaliyetine devam eder. 11 Nisan 1920'de Kurtuluş mücadelesini veren Urfa'da sıkıntılı günler geçiren Dr. Vischer Temmuz 1920'de eşiyle Urfa'dan ayrılır. 1922 yılına kadar hastanenin işletmesini Jakob Künzler devralır. Sonunda o da Lübnan'a göç eder. Böylece Avrupalıların 25 yıllık Urfa maceraları son bulmuş olur.
1903 yılında hizmete giren Hamidiye Hastanesi, 1943 yılında “Millet Hastanesi” adını alır. 1962 de Verem Pavyonu adıyla kuzeyine 2 katlı A blok yapılır.1972 de B blok olarak yeni bir inşaatla ek bina yapılır.
Devlet Hastanesinde Görev Yapan Başhekimler:
Dr. Şahap Saygılı (1954-55),
Dr.İhsan Barlas (1955-56),
Dr. Besim Gürsel (1956-58),
Dr. Feridun Ayalp (1958-60),
Dr. Sami Gül (1960),
Dr.Recai İlter (1960-62),
Op.Dr. Mustafa Özekici (1962-64),
Dr. Kadir Ergün (1964-67),
Dr. Mustafa Ünal (1967),
Dr.Rasim Namer (1967-70),
Dr. Hamit Özçelik (1970-74),
Dr. Macit Arıkan (1974-79),
Dr. Hamit Küçük (1979-80),
Dr. Fethi Albayram (1980-81),
Dr. Salih Öncel(1981-82),
Op.Dr. İsmail Bozkurt (1982-1987),
Op.Dr. Turgay Yücel (1987-1988),
Op.Dr. Ahmet İnan(1988-1994),
Op.Dr. Yusuf Vehbi Ocak (1994-97),
Op.Dr. Muktim Şelli (1997-99),
Op.Dr. Mehmet Avcılar (1999),
Op.Dr.M. Kadir Özbey (1999-2002),
Op.Dr.Yusuf Vehbi Ocak (2002-2003),
Op.Dr.M. Kadir Özbey (2003-2005),
Op.Dr.Ahmet İnan (2005-2008),
Op.Dr.İ.Ahmet Çakır (2008-2011),
Uzm.Dr.Abdülkadir Yetişgin(2011-….)
Hastane, 14 Mart 2004'te Esentepe'deki yeni binasına taşınmıştır. 2013 yılında Mehmet Akif İNAN Eğitim ve Araştırma Hastanesi ismiyle Esentepe'de 550 yatakla ve 181 uzman hekimle yeni hizmet binasında faaliyetlerine devam etmektedir.
Trahomla Mücadele ve Dr. Adnan SAYRUN 1920-1960 yılları arasında Türkiye'de ve Urfa'da yaygın bir göz hastalığı olan, körlükle sonuçlanabilen ''trahom'' hastalığı ile mücadelede Urfa'nın tek göz hekimi Dr. Adnan Sayrun Bey'i anmadan geçmek mümkün değildir.
Adnan Bey, 1949 yılında göreve başladığı Urfa'da Yusuf Paşa Camii'nin kuzeyindeki Beyaz Sokak'ta yer alan ve dispanser olarak kullanılan taş binada, hastanede, Vezir Hamamı'nın arkasındaki muayenesinde ve okullarda göz taramaları yaparak binlerce insanı tedavi etmiş ve bu insanların kör olmasına mani olmuştur. Urfa'da 12 yıl hizmet vermiş olan Dr. Adnan Sayrun 1961 yılında Urfa'dan ayrılmıştır.