Urfa'da esnaflık yapan İhsan PAYDAŞ Kudüs’te İsrail’in yaptığı zulüm ile ilgili görüşlerini Şanlıurfa 63 Haber’e açıkladı. İhsan Paydaş, Tabii ki Kudüs’te Müslümanlara yapılacak zülüm kabul edilebilecek bir konu değildir. Ama genel çerçevede baktığımız zaman burada Müslümanlarında kendilerini sorgulaması lazım bence. Yani şimdi dünyanın hiçbir yerinde Müslümanları sayı olarak saydığımız zaman milyarlarla sayabileceğimiz bir nüfusa sahibiz. Ama gelin görün ki, dünyanın hiçbir yerinde bir Müslüman topluluğunun kendi kendisine vermiş olduğu zulmü hiçbir Hristiyan, hiçbir Ermeniye veya Yahudi’ye o zulmü gösterebilmişler midir? Hayır. En büyük zulmü, en büyük acımasızlığı, en büyük gaddarlığı biz kendimize yapıyoruz. Şimdi Kudüs’te Müslümlara yapılan zulmü de eğer biz kendi enerjimizi kendimizi bitirmeye harcarsak, birkaç milyon nüfuslu İsrail devleti yüz milyonları bulan Müslümanların içerisin de Müslümanlara o zulmü yapma cesaretini kendisinde bulur. Eğer birkaç milyonluk nüfus Yahudi İsrail, eğer bu zulmü İslam coğrafyasının içinde o Müslümanlara o zulmü uyguluyorsa dönüp kendimize bakmamız lazım, Müslüman ülkelerini yargılamamız lazım.İdarecileri yargılamamız gerekirPaydaş, Müslüman ülkesini idare eden idarecileri yargılamamız lazım. Şuan da Müslüman coğrafyasında Kudüs’te Müslümanlara yapılan bu zulmü halk olarak referanduma gitsek Müslüman devletleri olarak yüzde kaçı karşı çıkar? Tahmin edelim ki yüzde 90’ları bulur, ama gelin görün ki idareciler ne yapıyor? İdarecilerin hepsi orada seyirci kalıyor neden? İşte asıl Yahudi oyunu burada belli oluyor. Bakıyoruz Müslüman ülkelere bir sürü Müslüman cihad ismi ile veya başka isimler adı altında çok ciddi kan döküyorlar bir de Allah için diyorlar peki bunlara soruyorum orada Müslümanlar katlediliyor, o kadar Müslümanların ibadetleri elinden alınıyor, ibadetleri yani bir insanın olmazsa olmazıdır. Yani bir insan ibadeti için öldüğü zaman en büyük şehit odur, en büyük cihat odur.İsmi İslam olan örgütler birbirini boğazlıyorİhsan Paydaş, o özgürlüğü dahi elinden alınıyorsa neden bu Müslüman örgütler, isim de sayabilirim 10 tane sayabilirim şuan da birbirlerini boğazlayan o orta doğudaki Müslüman ülkeleri niye hiçbiri İsrail’e fiske atmış değiller? Düşündürücü değil mi? Bakın Afganistan’da, Pakistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Her tarafta Müslümanların olduğu her yerde kanlı bu örgütler mensuptur, sözde Allah için, cihat için savaşıyorlar. Peki, Müslüman kardeşlerimizin ibadetleri elinden alınıyor neden bu Müslüman örgütlerin, sözde İslamcı örgütlerin hiç birisinin namlusu onlara dönmüyor? Tüm İslam ülkelerine bakın, genel çerçeveden resimlerine baktığımız zaman hepsinde yıkık, dökük, harap olmuş şehirler görürsünüz ama İsrail resmen bir çöp içerisinde ki bir bahar gibi, muazzamlığı ile orada duruyor neden? İşte bu Müslümanların İslamiyeti kendi içerisin de tam anlamıyla anlaşılamaması ve yaşanmamasından kaynaklanıyor. Şimdi aynı şekilde bir Müslüman ülkesin de bir azınlık, bir Yahudi veya Hristiyan toplumuna böyle bir zulüm yaptığını görebilir misiniz, yapabilirler mi? Tüm Hristiyan âlemi birleşir. Ama İslam âlemin de ki dinimiz der ki, haksızlığa uğrayanın karşısın da, zulüm karşısın da duran, sessiz kalan dilsiz şeytandır der bizim dinimiz.Yapılan iş sadece bültenle kınamaPaydaş; Bırak bir Müslüman’a genel anlam da bu söylem vardır İslamiyet içerisin de bu fikir mevcut olduğu halde neden hepimiz orada ki insanların zulme, oradaki insanların ibadetlerinin elinden alınmasına sadece seyirci kalıyoruz, sadece devlet idarecilerinin sadece bir bültenle, bir yazı ile ya da bir sözle kınamasından daha öteye gitmiyor? Onun için başımızı elimizin arasına alacağız burada insanların gerçekten Müslüman ülkelerde ki tüm insanlarımızın bunu soruşturması lazım, bunu konuşturması lazım.Yani halk arasında bu kadar İsrail düşmanlığı, Yahudi düşmanlığı varken orada ki zulme karşı tüm ülkeler kendi yerel anlam da ayaklanmışken idare safasında neden bu hareketlilik olmuyor? İşte bu neyi gösteriyor insanlar her zaman güçlünün yanındadır, güçlü olmak için ne yapmak lazım? Eğitim, eğitim, eğitim, bundan ötesi olmaz. Eğitimsiz olan hiçbir ülke ileriye atılması mümkün değil, hiçbir eğitimli olan bir ülkenin de geride kalması mümkün değil.3-4 milyonluk İsrail İslam coğrafyasını avucunun içine almış durumdaPaydaş; Şimdi görüyoruz tüm dünya ülkelerini görüyoruz, teknolojilerin hangi ülkelerin elin de olduğunu görüyoruz, okuma oranlarına eş, paralel olan gelişimin de o öteler de olduğunu göreceksiniz ama biz de maalesef 500 yıldır, 600 yıldır hiçbir Müslüman ülkesi insanlığa faydalı teknoloji ile alakalı hiçbir başarısı, millete sunacağı hiçbir katkısı olmamıştır. İşte bunun için teknolojisi ile sanayisi ile ekonomisi ile daha doğrusu kısaca, gelişmiş olan 3 – 4 milyonluk Yahudi İsrail tüm İslam coğrafyasını avucuna alıp hepsini birbirine kırdırır. Şimdi her oyunun içerisin de Müslümanların birbirlerini boğazladığı her zaman dersin bir Yahudi oyunudur, Yahudi dediğiniz kaç kişi? Bir İslam ülkesinin bir şehri kadar İsrail, kimse bir şey yapabiliyor mu? Bakın tekrar söylüyorum tüm İslam ülkelerinde kan gözyaşı vardır, şehirler haraptır fakat gidin orası mükemmel şehirler ve olduğu gibi huzur vardır. Dedi.KUDÜSKudüs şehri ilk olarak Ofil Tepesinin Silvan Köyüne bakan kısmında kuruldu, tepede bir su pınarı vardı ve insanlar su ihtiyaçlarını oradan karşılıyorlardı. Daha sonra bu tepeden Bizita Dağına ve Moriya tümseğine yerleştiler.Kudüs tarihteki en eski şehirlerdendir. Tarihçiler Kudüs’ün inşa ediliş tarihi için kesin bir şey söylememektedirler. Mescid-i Haram’dan 40 yıl sonra kurulmuştur. Tarihi kaynaklara göre Kudüs şehri kurulduğunda çölden ibaretti, ne vadi ne de dağlara rastlanıyordu. Milattan 3000 yıl önce, Şehre ilk hicreti Arap Kenâniler yaptı. Bu göçler Arap yarımadasının kuzeyine gerçekleşmiştir. Daha sonra Ürdün nehrinin batısına yerleşmişlerdir. Kudüs şehri göçler sonucunda genişledi ve Akdeniz’e kadar uzandı. Bölgenin adını Kenan yeri (Nehirden Denize kadar olan bölgede) koydular. Kenan bölgesin de Kenâniler bir şehir kurup adını Urşelim koydular, şehir merkezi haline getirdiler, vatan ve toprak sahibi oldular, bundan dolayı şehrin adı Yebus oldu. Bu bölgeye saldırılarda bulunan Mısırlıların ve Sina çölündeki kaybolan İbrani kabilelerin saldırılarına karşı çıktılar ve o bölgeye sahip oldular. Kenâniler yıllar boyunca bu bölgeye olan saldırılara da karşı çıktılar.Hz. Ömer'in Kudüs'ü FethiEfendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in İsrâ hadisesi gerçekleştiğinde, İslam fetihleri devri başladı. Bu hadisede Kâbe ve Mescid-i Aksa’nın aralarında manevi olarak bağlantı kuruldu. İslam Ordusu Ubeyde Bin Cerrah önderliğinde şehri kuşattılar. Patrik Safronyus şehrin anahtarını Hz.Ömer’in kendisine vermek istedi ve Hz.Ömer şehre geldi. Maddi olarak bağlantı Hz.Ömer (r.a)'ın şehre gelmesiyle gerçekleşti (636). Şehri aldıktan sonra bir emaname (güven fermanı) yazıldı ve Hz Ömer (r.a) şehrin ismini İlya'dan Kudüs’e çevirdi.Fetih Sonrası KudüsHz.Ömer (r.a) devrinden sonra Emeviler şehri kontrol altına aldılar ve çok önem verdiler. 661 ile 750 yılları arasında hüküm sürdüler. Abbasiler 750 ile 878 yılları arasında Kudüs şehrine hâkim oldular. Abbasiler, Fatimiler ve Karmatiler arasında olan askeri darbelerden dolayı şehirde istikrarsızlık yaşandı. 1071 tarihinde Selçuklular şehre hâkim oldu. Daha sonra Fatimilerle yaptıkları çatışmalardan dolayı haçlılar 88 yıl Kudüs’ü işgal ettiler. Toloni, İhsidi ve Fatimiler (Mısırlılar) zamanında Kudüs ve Filistin Mısıra tabi oldu.Osmanlı'nın Kudüs’teki VarlığıKudüs’te Osmanlı Dönemi Osmanlı Devleti Kudüs'e 400 yıl hâkim olmuştur. Osmanlı için Kudüs her zaman büyük önem taşımıştır. Kudüs şehri Osmanlı Döneminde 400 yıl boyunca barış ve huzur içinde yönetildi. 1.Dünya Savaşı’ndan sonra ise Kudüs’ün yönetimi Osmanlı idaresinden çıkarak İngiliz mandasına geçti ve 1948 tarihinde İsrail Devleti Batı Kudüs’te kuruldu. 1967 tarihinde İsrail Kudüs’ün tamamı işgal etti. (Şanlıurfa 63 Haber)
Gündem
27 Ağustos 2017 - 16:11
Sözde Allah İçin, Cihat İçin Savaşıyorlar
Urfa'da esnaflık yapan İhsan PAYDAŞ Kudüs’te İsrail’in yaptığı zulüm ile ilgili görüşlerini Şanlıurfa 63 Haber’e açıkladı.
Gündem
27 Ağustos 2017 - 16:11