Şanlıurfa 63 Haber Muhabiri Urfa’nın Tek Bayan Camcısı Zehra Tiker ile röportaj yaptı.-Bayan olarak tekim ancak bayanlar için zor ve imkânsız diye bir şey yok, biz yaptık ve başardık.-Bu sektörde bir kişiye iş yaparsanız o kişinin çevresinden yani ben şimdiye kadar bir müşteriye tek bir iş yaptığımı hatırlamıyorum.- Zaten çoğunlukla özel müşterilere çalışıyoruz. Urfa halkı zevkli ve lükse düşkün kişiler var onlarla daha çok çalışıyoruz.- Ben bu işin başına geçerken bana çember takmak isteyen nice insan oldu, yapamaz, başaramaz diyen birçok insan oldu ama başardım.Sizi tanıyabilirmiyiz ?Zehra TİKER Şanlıurfalıyım yaklaşık 25 yıldır bu sektördeyim, cam ve ayna üzerine çalışıyoruz dekoratif anlamda.Bayan olarak bu sektörde tek siz varsınız neler söyleyeceksiniz?Evet, bayan olarak tekim ancak bayanlar için zor ve imkânsız diye bir şey yok, biz yaptık ve başardık Urfa’da bir numarayız diyebilirim. Özellikle dekorasyon amaçlın çalışıyoruz, güzel bir cam ve ayna atölyemiz var. Şanlıurfa’da genellikle özel müşterilere ve kamuya hizmet veriyoruz, belediyeler, hava alanları, hastaneler bu gibi işlerde çalışıyoruz.Bayan olarak çalışmanın zorlukları var mı?Aslında bayan mesleği değil ama tabiî ki biz bunu işletme kısmındayız yaklaşık 10 – 12 tane personel ile çalışıyoruz. Bu bir takım işi biz işletme ve iş tutma mevzusunda varız arkadaşlarımızla birlikte çalışıyoruz, onlar bizim iş arkadaşlarımız bu yönden bir sıkıntımız yok.Bayan olduğunu görenlerin düşünceleri nasıl oluyor?Herkes önce bir şaşkınlık yaşıyor, acaba mı? Diye soru işareti oluyor bazı kişilerin kafasında ancak bizim olaya hakim oluşumuz, yaptığımız iş, iş işi getiriyor. Bu sektörde bir kişiye iş yaparsanız o kişinin çevresinden yani ben şimdiye kadar bir müşteriye tek bir iş yaptığımı hatırlamıyorum. Bir müşteriye iş yaptığınız zaman o iş temiz çıkarsa, müşteri memnun kalırsa eğer kardeşi gelir, komşusu gelir, annesi ve babası gelir müşteri potansiyelimiz bu şekilde.Bayan olarak çalışmanın avantajları nelerdir?Bunun bize avantajları normal de bayan müşterilere oluyor aslında, bayan müşteriler burada bir bayan olduğunu duyunca, bilince daha rahat geliyorlar. Sonuçta Urfa’da ki bayanların kaçta kaçı sanayiye gidip ayna filan seçebiliyor ki ama buraya geldikleri zaman bir bayan görünce zaten hepsi memnuniyetini bildiriyor.Bayanlara tavsiyeleriniz nelerdir?Ben yaklaşık 5 -6 yıldır iş hayatındayım, 6 tane de çocuğum var daha önceleri ev hanımıydım öyle bir durum oldu ki işin başına geçmek durumunda kaldım ve geçtim. Ben bu işin başına geçerken bana çember takmak isteyen nice insan oldu, yapamaz, başaramaz diyen birçok insan oldu ama yaptım güzel oldu bence. Şanlıurfa’da önemli bir pozisyondayız, ev hanımlarına lafım ve ya iş yeri açmak isteyenlere sektör güzel kazandırıyor da bu anlamda iş açmak isteyen olursa yardımcı da olabilirim yani biz bayanların çalışamayacağı bir sektör yok öyle düşünüyorum.Mesleğinizden bahsedermisiniz?Bizim mesleğimiz zor bir o kadar zevkli, kalemi çok olan bir meslek yani şuan da bana say deseniz yaklaşık 100 çeşit cam ve ayna çeşidi var, biz bunların çoğunu elde tutmaya çalışıyoruz iş yerinde gelen müşterilere göstermek amacıyla. Müşteriye bizde bu yok deme lüksümüz yok bu ismi korumak adına gelen müşteri bizden hiçbir zaman bu yoktur deyip çıkmamıştır şimdiye kadar.Camları nereden getiriyorsunuz?Camlar bize güneydoğu camdan geliyor orası ana bayi asıl ana bayiimiz Trakya camdır. Dünyada 6.dır dır Trakya cam zaten 6 tane var 6. Türkiye’dedir.Ne tür camlar yapıyorsunuz?Bizde dekoratif, kumlu camlar, ayna çeşidimiz çok, baklava dilimi, kanallı tabi biz bu anlamda atölyemizde 7 -8 tane makine bulunmakta bu makinelerle müşteriye hizmet vermekteyiz.Özel sipariş alıyormusunuz?Tabiî ki zaten çoğunlukla özel müşterilere çalışıyoruz. Urfa halkı zevkli ve lükse düşkün kişiler var onlarla daha çok çalışıyoruz misafir salonlarına uyguladığımız aynalar, tabi mobilyacı arkadaşlarımız da var, mobilyacılarla da çalışıyoruz.Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Ben teşekkür ederim bize bu imkanı sağladığınız için.CamcılıkCam, içinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görünmesine engel olmayan veya ışığı geçirmesine rağmen arkasındaki nesnelerin sınırlarını ve biçimlerini tam olarak göstermeyen, çoğu zaman sert, kırılma özelliğine sahip sıvı maddelerin korunmasıyla muhafaza edinmesini sağlayan inorganik sıvı (ilk olarak akışkan) bir malzemedir. Temel maddesi Silisyum’dur ve bu ana maddenin yanında alkali ve toprak alkali metal oksitleriyle diğer bir takım metal oksitlerinin çözülmesinden oluşur. Camcılık ise bahsi geçen bu maddenin belli bir yöntem ve sanatsal becerinin karışımıyla istenilen şekle sokulup halka arz edilmesi olayıdır. Kavram cam ve cam eşya üretme tekniği olarakta anlamlandırılabilir.Camdan yapılmış ilk nesnelere İslamiyet Öncesi 16. yüzyılda rastlanılmıştır. Bu maddeler camdan yapılmış kaplar olup Mısır ve Mezopotamya bölgelerinde bulunmuşlardır. Araştırmalarda islamiyet öncesi 2000 yıllara ait cam benzeri boncuk , nazarlık, muska gibi bir takım nesnelerede denk gelinmiş ve bu cisimlerin yapılarında silis ve kireç bileşenleri tespit edilmiştir.Yapılan araştırmalarda cam tekniğinin çok eski dönemlerde Mısırlılar tarafından geliştirildiği görülür ancak başka bir gerçek vardır ki o da cam yapma sanatının Yakın Doğu’dan alınmış olmasıdır. Mısır ve Mezopotamya’da kullanılan bir çok kap benzeri malzeme o zamanlarda seramik ve seramik yapısındaki maddelerden yapılıyordu ancak daha sonra bu yöntem geliştirilerek maça( Döküm parçasında , içi boş kopya elde etmek için kullanılan kum, maden yada ergimiş durumdaki döküm maddesine dayanıklı başka bir maddeden yapılmış kalıp ) çevresine cam uygulanıp kalıp olarak kullanılan maça parçalanarak çıkartılmış ve günlük hayatta kullanılan nesneler cam ile dahada zenginleştirilmiştir.Türk tarihinde ise camcılığın yeri çok büyüktür. Yapılan kazı araştırmalarında Selçuklular ve Artuklular dönemine ait cam işleri bulunmuştur. Bu cam işlerinden bazıları Diyarbakır’da ki Artuk sarayına aittir. Bulunan cismin şekil ve yapısı incelendiğinde eserin mozaik cam küplerden oluşmuş bir ejder figürü olduğu anlaşılmıştır. Selçuklu devletinin aynı zamanda başkenti olan Konya’da ki Kubadabad sarayında ise filgözü denilen bombeli kadeh ve tabak benzeri bir cam eşya çıkartılmıştır.Osmanlı İmparatorluğunda camcılık devlet tarafından desteklenen ve bu sebeple çok ileri olan bir kurumdur. Bu sebeple tıpkı Venedikliller gibi cam yapım evleri İstanbul’un belli yerlerine toplanmış ve üretim bu yerlerde özel yerlerden getirtilen kumlarla yapılmıştır. 19. Yüzyılda ise meslek zirveye çıkmış ve Avrupa’da ki Opal cam yapım tekniğini öğrenen Derviş Mehmet Dede sayesinde camcılık ülkemizde o dönemler üst düzeye gelmiştir.Yapım evlerindeki cam üretimi 18. yüzyıl itibariyle yetersiz kalmaya başlayınca birçok batı ülkesi sanayileşmeye geçmiş ancak bu durum konusunda tutarsız kalmışlardır. Amerika’da ve İngiltere’de açılan bu cam fabrikaları kapatılmasına rağmen 18 yüzyılda kurulan ilk sanayi alanıdır. Cam sanayii 19. Ve 20. Yüzyıllarda yeni eritme yöntemlerinin bulunması, makineleşmenin çoğalması, seri üretimin önem kazanması ve kristalin atılım yapması ile en son ilerleyişini yaparak gelişiminin son noktasını günümüz itibariyle yaşamaktadır.Ülkemizde Türkiye Şişe ve Cam fabrikaları A.Ş ve Çayırova 1961, Topkapı cam fabrikası 1969, Sinop cam fabrikası 1980, Trakya cam fabrikası 1981 ve Kırıkkale cam fabrikası 1984 yıllarında üretime geçmişlerdir. Cam sanayi ülkemiz için çok önemli bir yere sahip olmakla birlikte fabrikalar tarafından üretilen ürünün dörtte birinden fazlası yurt dışına ihraç edilmektedir. (Şanlıurfa 63 Haber / Özel Röportaj)
Kültür Sanat
23 Temmuz 2017 - 13:07
Güncelleme: 23 Temmuz 2017 - 13:40
Urfa'nın tek bayan camcısı-Videolu Haber
Şanlıurfa 63 Haber Muhabiri Urfa’nın Tek Bayan Camcısı Zehra Tiker ile röportaj yaptı.
Kültür Sanat
23 Temmuz 2017 - 13:07
Güncelleme: 23 Temmuz 2017 - 13:40