Bildiğiniz üzere Şanlıurfamız; dünyanın en eski kenti, insanlık tarihinin başlangıcı, tüm insanlığın ortak ata yurdudur. Ve tarih boyunca “Peygamberler Yurdu”, “Peygamberler Diyarı” adları ile anılmıştır.
Sadece Türkiye açısından değil tüm dünya açısından özel bir yeri olan Şanlıurfamız bugün ne yazık ki birçok problemle karşı karşıyadır. Ve mevcut hükümet Şanlıurfa’ya hak ettiği önemi göstermeyerek bu problemlerin çözümüne dayalı gerekli adımları atmamaktadır.
Bu güzel ilimizin sorunları bir kentin kendi içinde çözebileceği küçük problemler olmaktan uzaktır.
Şanlıurfamızın boğuştuğu problemler olmazsa olmaz temel insan ihtiyaçlarına yöneliktir ve ne yazık ki bu sorunları çözecek olan devlet Şanlıurfamızı ve tüm Şanlıurfalıları yalnız bırakmıştır.
ENERJİ SORUNU
Bu güzel kentimizin problemlerinden ilki ENERJİ PROBLEMİ dir.
Bildiğiniz üzere özellikle çağımızda insanların sosyal yaşantılarını sürdürebilmeleri belli başlı enerji kaynaklarının sürekliliği ile mümkün olmaktadır. Ve özellikle de elektrik enerjisi insan yaşamının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Ve elektriğin olmadığı bir yerde bugün medeniyetten bahsedemez durumdayız.
Ancak üzülerek dile getiriyorum ki; medeniyetlerin başkenti Şanlıurfamız’da TEDAŞ; 12 saati bulan elektrik kesintilerine gitmektedir. Ve bu kesintiler sürekli tekrarlanmaktadır. Bu durum Urfalıların sadece olağan yaşantısını olumsuz etkilememektedir. Aynı zamanda da başta diyaliz hastaları olmak üzere yaşamı elektrik enerjisinin devamlılığına bağlı olan birçok vatandaşımız bu durumdan muzdariptir. Sürekli yaşanan bu kesintiler vatandaşın elektronik cihazlarının da bozularak maddi zarar görmelerine neden olmaktadır.
Vatandaşların bu sorun yüzünden gördükleri zarar sadece bireysel bir zarar olmayı aşmış aynı zamanda ekonomik problemlere de yol açmaya başlamıştır. Çünkü sanayi sektörü de bu problemden yara almaya başlamıştır.
Vatandaşa yeterli hizmet veremeyen TEDAŞ bir de bunun üzerine örneğin 100 dönümü olan ve üretim yapan çiftçimize, 30-40 bin TL’lik elektrik para cezası kesmektedir. Bu vatandaşın kaldırdığı hasılat her ne olursa olsun, ister buna buğday deyin isterseniz pamuk, bu ürünlerin satışından eline geçen miktar TEDAŞ’ın kestiği elektrik cezalarını karşılamamaktadır. Burada devlete düşen vatandaşı suçlamak, bahanelerin arkasına sığınmak değildir. Burada devlete düşen sosyal devlet ilkesinin gereğini yerine getirmektir.
Bu sorun karşısında sosyal devlet ilkesinin işletilememesi bir yana devlet tarafından kanunlar hiçe sayılmakta ve hukuksuz uygulamalarla çiftçinin destekleme primlerine haciz konulmaktadır. Bu düpedüz kanunların hiçe sayılması anlamına gelmektedir.
Şöyle ki; İcra İflas Kanunu’nda açık hüküm var. “Devlet tarafından verilen desteklemeler haczedilemez.” diyor. Peki 4 Mart 2014 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ne diyor;
“Vatandaşın elektrik borcuna karşılık destekleme primi ödenmeyecek.” Bu, kanuna karşı hiledir. Bu, bir ihkakıhak suçudur. Bakanlık özelleştirme yaptığında bu Bakanlar Kurulu Kararı’nı çıkartacağını diğer firmalara bildirseydi o firmalar da bunu bilerek ihaleye girselerdi ne olurdu? Arkadaşlar bu açıkça Bakanlar Kurulu Kararı ile ihaleye fesat karıştırmaktır.