Kayda değer bir şiir damarı olan Şanlıurfa’nın yetiştirdiği önemli şairlerden birisi olan Şair Abdi’nin Hayatı İlgili iki Anektod'ta önemli bilgiler veriliyor.
1941´de ölen şairin mezarı, Harran kapı Mezarlığındadır. Şanlıurfa’nı önemli tarihi mekânlarının başında gelen Gümrük Hanı esnafından “Son Osmanlı Terzisi” olarak meşhur olmuş Terzi Sezai Karakapıcı ise şu bilgileri bizlere veriyor “Ben babam Terzi Hacı İsmail Karakapıcı’dan duydum. 1925-26 yılları. Şair Abdi, ara sıra Han’a gelirmiş. Han’ın ana giriş kapısından girer. Yaşlılığı ve rahatsızlığı nedeniyle, Han kapısının yanındaki üst kata çıkan merdivenin başında oturup soluklanır, sonra babamın dükkândan gönderdiği çıraklar Şair’in koluna girerler, yavaş yavaş merdivenleri çıkarıp dükkâna getirirler. Hoş geldin faslından sonra çaylar, kahveler söylenir, sohbet, muhabbet edilir. Şair, oğlunun vefatı nedeniyle üzüntüden tutulduğu titreme rahatsızlığından mustarip. Terzi dükkânımızın bitişiğinde komşumuz Müdafa Vekili (avukat) Hasan (veya Hüseyin de olabilir) Bey, Şair’in kadim dostuymuş. Sohbet faslından sonra Vekil’in dükkânına geçerler. Şair söyler, vekil de şiirlerini yazarmış. Sezai Karakapıcı devam ediyor: “Yine babam anlatmıştı; Diyarbakır tarafından biri Urfa’ya gelirken yolda rastladığı şahsa “Şair Abdi’ye bir şey mi oldu, sağlığı, sıhhati nasıl?” diye sorar. Şahıs bilmediğini, bir haber duymadığını belirtir. Neyse, Diyarbakırlı Urfa’ya varır. Şair’in evine gider kapıyı çalar. “Şair’in ağır hasta olduğunu, ölüm döşeğinde olduğunu” söylerler. Yanına çıkar, görüşür. O akşam Şair, Rahman’a (CC) kavuşur. Diyarbakırlı, cenazesine katılır, üç günde taziyesinde oturur..”
Kayda değer bir şiir damarı olan Şanlıurfa’nın yetiştirdiği önemli şairlerden birisi olan Şair Abdi’nin Hayatı ile ilgili elle tutulur yegâne araştırmayı yapmış olan Şanlıurfalı araştırmacı-yazar Adil Saraç, şair hakkında şu bilgileri verir: “Ne zaman doğduğunu ve nasıl yetiştiğini bilen yok gibi. Akrabaları, baba adının Emin olduğunu, Urfa´da doğduğunu ve tahsilini burada tamamladığını, asıl adının ise Seyyid Mustafa olduğunu söylüyorlar… Abdi, Karahekimlerden bir hanımla evlenmiş ve bu evlilikten Emin adında bir oğlu dünyaya gelmiştir. Emin Harbiye’den mezun olmuş, o zaman Osmanlı Mülkü’nde bulunan Suriye’de (muhtemelen Halep’te vazifeli) üsteğmen rütbesindeyken bir gezinti veya keşif sırasında attan düşerek vefat etmiştir. Bu ölüm Abdi´ye çok dokunmuş, hafif bir felç geçirmiş, ölümüne kadar şifa bulmayacak olan bir titreme illetine tutulmuştur.
Kaynak: 1- Şair Abdi Hayatı, Sanatı, Eseri 1986 Adil
Saraç 2- Gümrük Hanı esnafından Terzi Sezai Karakapıcı ile 02.04.2016 tarihinde
Gümrük Hanı'nda yapılan görüşmeden