. Festivalin yedinci günü olan 30 Mayıs tarihinde, Türkiye ve Filistin’in başarılı yazarları “Uluslararası Genç Yazarlar Buluşması”nda bir araya geldi. Şanlıurfa Çocuk ve Gençlik Kütüphanesi’nde gerçekleşen etkinlikte, edebiyatın farklı yönleri üç ayrı oturumla ele alındı.
“Toprak, Tarih ve Hayal Gücü: Edebiyatta Kutsal Mekanlar” başlıklı ilk oturumda; Kadir Daniş, Nisma Al Aklouk ve İbrahim Tekpınar;
“Dijital Cephede Edebiyat ve İnsan” konulu ikinci oturumda; Hisham Abu Asaker, M. Fatih Kutlubay ve Adnan Altundağ;
“Dijital Çağda İnsanın Değişmeyen Umudu: Söz 2.0” başlıklı son oturumda ise İbrahim Hafız, Eda Fırat ve Ferhat Nitin konuşmacı olarak yer aldı.
Samed Karataş’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen ilham verici söyleşiler, genç yazarların kaleminden çıkan fikirleri ve dijital çağın getirdiği dönüşümleri ele aldı. Etkinlik, edebiyatseverler tarafından ilgiyle takip edildi.
İkinci oturumda konuşan Adnan Altundağ, sosyal medyada şiirlerin yaygın biçimde paylaşıldığını ancak kaynaklarının bilinmediğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Sosyal medyada herkes şiir paylaşıyor. Özellikle müzikli şiirler çokça paylaşılıyor. Ancak maalesef kimse bu şiirlerin kime ait olduğunu bilmiyor. ‘Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini’ şiirini herkes Tuncel Kurtiz’in zannediyor, oysa Oscar Wilde’a aittir. Şairi tanımayan bir edebiyat anlayışıyla karşı karşıyayız.”
Altundağ ayrıca Yaşar Kemal’den verdiği örnekle edebiyatın bir savunma hakkı olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Yaşar Kemal bir röportajında, bir generalin ona sürekli ‘Neden yoksulluğu yazıyorsunuz?’ dediğini, onun da ‘Yoksulluğu yazmayan yazar insan bile olamaz.’ cevabını verdiğini anlatır. Bugün yaşadığımız dünyada, her milletten insana yönelik bir vahşet yaşanmaktadır. Bu, insanî bir çerçevede ele alınması gereken bir olgudur. Edebiyat bizim savunma hakkımızdır, kendimizi ifade edebilme biçimimizdir. Ben de edebiyatın dünyada bir şeyi değiştirebileceğine inananlardanım.”
Son oturumda söz alan Ferhat Nitin ise şu ifadeleri kullandı:
“Dijital çağda yapay zekâ bize çok yardımcı oluyor ama o söze duyguyu hiçbir zaman katamıyor. Çünkü o duyguyu sadece insan verebilir. ‘Umut fakirin ekmeğidir’ diye bir tabir var ama bence umut, fakirin ekmeği değil, kabusudur. Ne kadar umut edersek edelim, bazı bitkiler bazı topraklarda yetişmiyor. Hayat bazen istediğimiz yönde gitmiyor. ‘Hayatın akışına bırakmak’ lafıyla bütünleştirmek istiyorum. Biz de Şanlıurfa’nın umudu olmak adına arkadaşlarımızla birlikte bir şiir dergisi çıkarıyoruz. Böylece daha çok insana hitap etmeye çalışıyoruz. Ne kadar çok insana dokunabilirsek, o bizim için bir umuttur.”