Çap; Ürünler bize Gaziantep’te fabrikadan geliyor, burada da içini doldurup müşterilerimize satıyoruz, bize Gaziantep’ten gelen ürünler de var. Örneğin orada olan ürünler makine ürünleridir, el iş ürünler de Adıyaman ve Malatya’dan gelir orada kaba halleri sıfırları var, ince Malatya ürünleri depremden dolayı artık yok, onun dışında da battaniye, çanta gibi ürünler satıp geçimimizi sağlıyoruz.
Ürünleri aldıktan sonra 30 derece de yıkamak lazım zaten 30 derece de ürün bozulursa zaten ürün bizimdir garanti veriyoruz, sadece 30 derece de yıkanması gerek onun dışında biz bu duruma karışmıyoruz.
Bu işi yapmak için gelip burada dükkân açan adamın kazancı olmazsa zaten bu işi yapamaz ki bu işi bulaşamaz, özellikle de işin erbabı değilse hiç yapamaz çünkü dolar bazından geldiği için nakliyesini, giderini, işçiliğini hepsini hesap edeceksin.
Şark odası ürünlerini satan Cuma Çap Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; Ben 25 yıldır aşağı çarşıda halı ve şark odası malzemeleri satıyorum, önceleri mesleğim halıcılıktı dükkânım vardı sadece halı satıyordum, hazır makine halılarını satıyordum. Ondan sonra kısmet oldu o işimi bıraktım buraya geldim, hala da devam ediyorum, burada ise el işi halı, şark odası takımları ve makine halıları satıyorum. Ürünler bize Gaziantep’te fabrikadan geliyor, burada da içini doldurup müşterilerimize satıyoruz, bize Gaziantep’ten gelen ürünler de var. Örneğin orada olan ürünler makine ürünleridir, el iş ürünler de Adıyaman ve Malatya’dan gelir orada kaba halleri sıfırları var, ince Malatya ürünleri depremden dolayı artık yok, onun dışında da battaniye, çanta gibi ürünler satıp geçimimizi sağlıyoruz. Bu ürünleri Şanlıurfa’da şuan yapanlar var ama satmış olduğum kumaştan yapmıyorlar, örneğin ürün aldığımız yerler kaliteli ürünler satıyorlar ve satıcı ben malımın arkasındayım deyip garanti veriyor, yıkadığınız zaman boya verme olursa, çekilme olursa bana aittir diyor, burada ki atölyeler bizim kumaşlarımızı üretmiyorlar. İnsanlar gidip geziyorlar, dolaşıyorlar ama sonra tekrardan buraya geliyorlar, onun dışında bir de ürünlerimiz pahalı çünkü bize dolar bazında geliyor, hammaddesi yurt dışından geldiği için otomatik olarak ürünler de pahalı oluyor. Biz şark odası malzemesi satarken sadece içine süngeri koyup bağlayıp müşteriye veriyoruz, örneğin 2 – 3 takım alan insanlar oluyor veya boş olarak sadece kumaşını alanlar oluyor o şekilde satıyoruz. İnsanların şuan ilgisi yok çünkü havalar sıcak işimiz yok, zaten devletimiz de kritik bir ekonomik süreçten geçiyor, çat pat işimiz oluyor diyebilirim, bir müşteri geldiği zaman ya işimiz oluyor ya da olmuyor ondan sonra dükkânı kapatıp eve gidiyoruz. İnsanlar buraya geldiklerinde odalarının ölçüsünü söylüyorlar biz de ona göre minderi veriyoruz, biz de hazır yarım minderler de var o şekilde insanlar evlerini döşüyorlar. Zaten kumaşların ölçüsü standarttır 67x195 minderler, 50x90 ise yastıklardır, küçük yastıklar da 65x50 ölçüsündedir, insanlar örnek veriyorum bana 100 tane küçük yastık 50 tane minder gönder diyorlar biz de hazırlayıp gönderiyoruz. Ürünler dolar bazında geldiği zaman zor oluyor, eskiden nakliyeye 50 lira veriyorduk şimdi ise 150 lira veriyoruz, her şey 2 katına çıktı, ürün bize 1 balya geliyor onun içinde 25 tane set var ve bu giderlere göre üzerine 100 – 150 lira gibi bir kar koyup satıyoruz. Ürünleri aldıktan sonra 30 derece de yıkamak lazım zaten 30 derece de ürün bozulursa zaten ürün bizimdir garanti veriyoruz, sadece 30 derece de yıkanması gerek onun dışında biz bu duruma karışmıyoruz. Şanlıurfa’nın bu sektörde ilerlemesi için Türkiye’nin bu krizi atlatması için üretim yapmamız gerekiyor, daha önceleri satışlarımız iyiydi, müşterilere yetişemiyorduk. İnanın şuan 2 balya mal geliyor ama o 2 balya malı satmamız 2 ayı buluyor çünkü alan kişi ya 2 takım alıyor ya da 1 takım alıyor, insanlar güçlerine göre alışveriş yapıyorlar Allah herkesin yardımcısı olsun başka bir şey diyemiyoruz. Ben de burada işçiyim ben kazandıramazsam iş yeri sahibi beni kazandıramaz, tabi o kazanacak ki ben de ondan hakkımı alayım. Mesleğimizde zaten çırak ve elemana ihtiyaç yok burada 2 kişiyiz, zaten buraya 1 kişi de bakabilir 2 kişi de bakabilir, çok bir zorluğu yok. Ekonomi herkesi, fakiri öldürdü ben önceden Erdoğancıydım ama şimdi oy verdiğime pişmanım, hatta ben oğluma 200 lira verdim ve oyunu Erdoğan’a ver dedim, bu adamdan başka iyi bir kimse yok dedik tabi önce Allah iyidir ama bu adam da kalktı bizi tam fakir etti, zengini ise daha zengin etti. Zengin zaten zengin ona bir şey olmaz ama fakir insan öldü bir mutfak tüpü 450 lira oldu örneğin bir adam 500 lira yevmiye ile çalışıyor o adam 500 lira ile geçinecek mi yoksa tüpe mi parasını verecek? Allah herkesin yardımcısı olsun, durum çok zor ve bilindiği gibi değil ne diyelim Allah bundan daha kötü etmesin, bizim ülkemiz çok güzel inşallah perişan olmayız, inşallah halkımız bir nefes alır. Parası olan varsa, gücü olan varsa kalkıp bu işi yapabilir ama gücü yoksa yapamaz, örneğin bizim dükkân vakıf malıdır geçen yıl 3.500 lira olan yıllık kirası şimdi 12.000 lira olmuş. Bu işi yapmak için gelip burada dükkân açan adamın kazancı olmazsa zaten bu işi yapamaz ki bu işi bulaşamaz, özellikle de işin erbabı değilse hiç yapamaz çünkü dolar bazından geldiği için nakliyesini, giderini, işçiliğini hepsini hesap edeceksin. Zengin adamın umurunda olmaz, örneğin tarlası, bağı, bahçesi vardı ve adam ben bu işi keyfi için yapıyorum derse ister kazansın ister kazanmasın umurunda olmaz, bir gariban gelsin yanımda çalışsın karnı doysun diyebilir onun dışında zenginin bu meslekten bir çıkarı olamaz. Bu meslek için diyeceğim ilerde ne kadar yaşayacağımızı bilmiyoruz, rızkı veren Allah’tır hayat zamlı olsa da geçiyor olmasa da geçiyor ne yapalım başka çaremiz yok.dedi.