Bir ülke düşünelim! Yaklaşık 42 bin kilometre kare yüzölçümüne sahip, yani Konya şehrimiz büyüklüğünde fakat nüfus yoğunluğu yani kilometre kareye düşen insan sayısı çok yüksek olsun ve bu ülke gelişmiş ve tarımda çok iyi olsun...
Evet, bu tanımlama Avrupa’nın en küçük ve en yoğun nüfusuna sahip olan Hollanda’yı ifade ediyor. Hollanda yukarıda bahsettiğimiz özelliklere sahip tarım alanları bakımından Türkiye yüzölçümünün yedide biri kadar ama 2014’te gerçekleştirdiği tarımsal ihracat 90 milyar Dolar seviyesinde.
Pekâlâ; Hollanda ne yapıyor!
KIT KAYNAKLARINI ETKIN KULLANIYOR KOOPERATİFLEŞMEYE ÖNEM VERİYOR EĞİTİM, YAYIM, TEKNOLOJİ ve AR-GEYAPIYOR ÇEVREYE DUYARLI POLİTİKALARI DA TAKİP EDİYOR Uzmanlık ve LİYAKATÜZEİNDE DURUYOR, Yani tarımı bilenlerin yâda kurumların tarım politikalarını yapması ve uygulamasını sağlıyor. FİNASMAN MEKANIZMASINI İYİ ÇALIŞTIRIYOR.İşte böyle olunca farklılık çıkıyor ve başarılı oluyor. Bizde ise durum farklı karmakarışık bir yapı var. Özelikle bir koordinasyon olmadığı yerde gelişmenin birikimin olması ve ilerleme de olmuyor. Özelikle tarım bakanlığında ve tarım il müdürlüklerinde sadece yanlı, tarafgir uygulamalar (hemen hemen tüm iktidarların kadrolaşmaya çalışması) ve günü birlik politikalar bizim tarımımızı gelişmesinin önünde set olmuştur.
Bizim geleceğimiz için yani anayasa ile tarım politikalarımız çok önemlidir. Bu metinler üzerinde önemle durulmalıdır. Örneğin en azından Hindistan da inek ne kadar kutsalsa bizim görüşümüze göre tarım politikaları ve toprak reformu o kadar kutsal olmalı. Bizde tarım politikalarının daha çok ekonomik kriz dönemlerinde krize ayak uydurmak amacıyla ve hükümetlerin geniş bir nüfus kitlesini ilgilendirmesi nedeniyle üzerinde durulmaktadır. Bir de özellikle seçim dönemlerinde seçim ekonomisi uygulamaları ve uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan nedenlerle konuyla ilgili politikalar konuşulur ve belirlenir.
Sürdürülebilinir ve uygulanabilir bir politik model için; ekonomik, psikolojik ve sosyo-kültürel faktörlerin karşılıklı ilişkisi sonucunda tarım politikalarının ortaya konulması gerekir. Gelişmekte olan ülkelerin birçok problemi vardır. Bunun için problemlerin karşılıklı bağlayıcı yönleri üzerinde durulmalıdır. Bu şekilde, bu yöntem sayesinde iktisadi, politik, kültürel ve psikolojik faktörler arasında tarım politikalar açısından ilişki kurmanın önemi vurgulanarak, bazı değişkenler arasındaki ilişkilerin neden karşılıklı bir biçimde ele alınması gerektiği daha rahat anlaşılacaktır.
Sonuç olarak, uygulanabilinir tarım politikaları anlaşılabilmesi ve gerçekleştirilebilmesi için iktisadi yapı gibi tek bir kurumsal oluşumun ötesinde, birden fazla kurum birlikte ele alınmalıdır. Çünkü siyasal, ekonomik, kültürel ve bireysel faktörler arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır.
Burada degindiniz konularin hepsine katilmakla beraber tek bir noktaya katılmıyorum. Nedeni su ki politikalarimiz var fakat uygulamada ve uygulayici olarak gorev yapanlar tam layikiyla bu politikalari sahaya uygulayamamaktatir. Ayrica bunu denetleyecek birimlerin eksik oldugunu düşünüyorum. Umarim en kisa surede kurumlarimizda bos bos at kosturup is yapar görünenlerin biran once temizlenmesi olur. Saygilarimla.